22 Mart 2010 Pazartesi

Kılavuz Hatice


8 Mayıs 1920 tarihinde Pozantı’ya sıkıştırılan Fransızlar çok kritik bir duruma düşmüşlerdi. Zira, etrafı kuşatmış olan Türk kuvvetlerinin yapacakları taarruz, kendilerinin yok edilmesine sebep olabilirdi. Fransız kumandanı buhranlı dakikalar geçirmekteydi. Bu sırada, bir Hızır gibi yetişen genç bir Türk kadını, güya ufak bir ücret mukabilinde Fransızları bu müşkül durumdan kurtarmayı kabul etmişti... Kendilerine sözde kılavuzluk ederek Türkler tarafından ihmal edilmiş bir istikâmetten onları selâmete çıkaracaktı.Kararlaştırılan saatte harekete geçen Fransızlar; gece karanlığında –güvendikleri bu Türk kadının kılavuzluğunda– onlar için meçhul bir semte doğru gidiyorlardı. Güneş ışımağa başlayınca kılavuzların ortada görülmediğini farkeden Fransızlar o civarın en ârızalı bir yerine, Karaboğazı’na sıkıştırdıklarını büyük bir acı ile anlamakta gecikmediler. Ama, iş işten geçmişti. Tam bu sırada, başlayan Türk taarruzu vaziyetin vehametini büsbütün arttırmış ve Fransızlar için tek ümit, Karaboğazı’nı vurup geçmek olmuştur. Ancak bu hareketin başlaması ile beraber çok kuvvetli bir yaylım ateşine maruz kalan Fransızlar’ı, bu baskını yapan müfrezeye bir kadının kumanda ettiğini dehşetle görmüşlerdi. Bu kadın, kendilerine kılavuzluk eden kadından başkası değildi. Ve onun cesaret ve mahareti sayesinde bu Fransız kuvveti tamamen esir edilmiş, küçük de olsa bir çıban ortadan kaldırılmış oldu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder